Abstract
Kişiliği oluşturan değerler benimsenip istenilir nitelikte görülse bile bu değerlerin gerçekleşmesi için zorunlu bir şart daha vardır, o da özgürlüktür. Öğretmenin kullandığı yöntem, okulun toplumsal ortamına öyle bir düzen vermelidir ki öğrencinin kişiliği kendini ispatlaması ve ifade edebilmesi için bir imkan bulabilsin. Eğitici süreçle ilgili olarak birçok özgürlük tanımı yapılmıştır (1). Bununla birlikte, bu tanımlar özde şöylece özetlenebilir: Özgürlük, bir kişilik işlevidir. Eğer öğrenciler arasında ayırıcı özellikler yoksa özgürlük isteği de sözkonusu olamaz. Herkes aynı biçimde hareket eder. Hiç kimse farklı olmak, yani özgür olmak bile istemez. Fakat, özgürlüğün farklılıkla özdeşleştirilmesinde dolaylı olarak toplumsal bir ilişki vardır. Çocuklar, yalnız birbirlerinden farklı özellikler göstermezler, aynı zamanda yetişkinlerle, birlikte yaşayabilmek için yeterince birbirlerine benzemek durumundadırlar. Bu nedenle türdeşlik (bağdaşıklık), ayrışıklık kadar önemlidir. Sağlam bir toplumsal küme, bu niteliklerden her ikisine de muhtaçtır. Ancak, ne kadar türdeşlik ve ayrışıklık olmalıdır? Bir sınıfta ne kadar özgürlüğe ve ne kadar denetime yer verilmelidir? Şüphesiz, bu soruların tek bir cevabı yoktur. Böyle bir durumda benimsenecek tutum, kişinin eğitim felsefesinin başka yönlerine karşı gösterdiği tutuma dayalı bir önemseyiş konusudur.
Copyright and license
Copyright © 1989 The Author(s). This is an open access article distributed under the Creative Commons Attribution License (CC BY), which permits unrestricted use, distribution, and reproduction in any medium or format, provided the original work is properly cited.
How to cite
Oğuzkan, F. (1989). Özgürlük ve Otorite. Education and Science, 13(73). https://educationandscience.ted.org.tr/article/view/106